Modumuz olmasa bile müziği ile insanı yerinden kaldırarak, zorla dans ettirmeye ant içmiş Sibirya kurdu gözlü tekno prensesi Anfisa’yı stüdyosunda gözlemledik. Çünkü elektronik müzik camiasında aslında yeni sayılabilecek bir isim olan Anfisa’yı, size daha çok anlatarak onu dinlemeye teşvik etmek istiyoruz. (İyi müzik dinlemek herkesin hakkı) Anfisa’da sevdiğimiz bir diğer sevdiğimiz tekno kraliçesi Deborah De Luca gibi Napoli’de ilk defa DJ kabinine geçiyor. Anfisa Sibirya’li ama Napoli’de onu kendine çeken tekno rüzgarı ile sırt çantasını kapıp 18 yaşında Napoli’ye yerleşiyor. “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir. Bu klişeyi söylemezsem olmaz çünkü Anfisa’da tüm bu klişeleri yıkarak kendine has çizgisi ile tekno camiasında varoluyor. Napoli’nin suyundan değildir herhalde diye tahmin ediyoruz. Tekno müzikle yakından ilgilenenler Napoli’nin tekno müzikteki sarsılmaz geçmişini duymuştur. Bilmeyenler için kısa bir değinelim çünkü Anfisa’yı anlatırken Napoli anlatmamak biraz çaylak işi olur.
İtalyan tekno müzik sahnesinin uzun bir hikayesi var. Bu hikaye’nin Roma’da filizlenmesi şaşırtıcı değil fakat Napoli’nin zamanla Roma’nın önüne geçmesi biraz şaşırtıyor. Tekno Roma’da hayata gözlerini açtıktan sonra çok vakit kaybetmeden dünyaya yayılmaya başladı. Bu tekno dalgasının en güzel etkileri Napoli’de görüldü. Kozmopolit yapısı, işçi sınıfı, fabrikaların arasından görünen Akdeniz Napoli’nin anahtar kelimeleri. Bu zengin çeşitlilik Detroit’te olduğu gibi Napoli’de de insanlardaki dans etme ateşini körükledi. Napoli halkının bu müziği çok severek bağrına basması da tekno müziğe ilgi duyanlara kendilerini göstermesi için birçok fırsat tanıdı. Özgürce müzik yaparak arza sundukları şarkılarından aldıkları mutlu geri dönüşler elbette tekno sanatçıları için çokça motive edici oldu. Ancak, 1992'den sonra İtalyan tekno sahnesi için işler kötüye gitti. Bir alt kültürün çöküşünün nedeni yine siyaset oldu. Sonraki nesiller tarafından yeniden inşa edilmesi ve İtalya'nın diğer bölgelerine de yayılması gerekiyordu. 2008’de Anfisa Napoli’ye geldiğinde bu kara bulutlar dağılmış Napoli 1980’lerdeki eski güzel günlerine geri dönmüştü. Marco Carola ve Joseph Capriati gibi doğum yeri Napoli olan İtalyan teknosunda en önemli etkiye sahip abilerinden aldığı güç ile kendini Dj kabine attı.
Kült Hollandalı plak şirketi Spinnin' Records'tan Leroy Styles ile birlikte ilk albümü Stop Talking’i çıkardığı 2016 yılından beri kendisi hızlı bir şekilde kalbimizi çalmaya devam ediyor. Sert teknosu ile hem tekno’nun ortaya çıktığındaki zamanlara göz kırpıyor hem de bedenimizdeki her noktada ustalıkla dans etme isteği uyandırıyor. Bu da onun alamet-i farikası. Olaylar nerede ve nasıl cerayan ediyor görmek için üreticilerin kozalarına bir girmek gerek. Anfisa kendisini açık fikirli ve sınırlamayı sevmeyen biri olarak tanımlıyor. Onda bir his uyandıran her tarz müziği dinliyor ve üretirken bilinçaltına kaydettiği her güzel sesi setlerine ilmek ilmek işliyor. Elektronik müziğin peşinden kıta değiştirmesinin sebebi de bu. “Elektronik müzik sanatın ta kendisidir. Bir elektronik müzik sanatçısının da sınırları olmaz. Bu işin en iyi yanı da bu. Tüm nüansların içinde özgürce dolaşabilirsin ve buna bayılıyorum!” Diyor Anfisa stüdyosunda, rahatta takılmayı, ilham almak için sessizce stüdyosunda gezinerek ve düşünerek bir yaratım sürecinde giriyor. Klasik işkolik bir insan değil. İçinden gelmiyorsa stüdyoya girmiyor. Önceliği her zaman hissetmek.
Oldukça sade ve basit bir stüdyosu var Anfisa’nın, bir sürü alete ve makineye ihtiyaç olduğuna inanmıyor. İşine yarayacak kaliteli az enstrümanıyla çok mutlu. Çok sevilen parçası “Listen’ı” klasik bir Roland TR-909 ve bir davul makinesi ile kaydetmiş. Minimal soundlar onun gönlünü her zaman fethediyor. Asıl zor olanın az ses ile görkemli şarkılar yaratmak olduğuna inanlardan. Onu bir diğer besleyen unsurlardan biri de sosyal medya. Stüdyo anlarını, yeni yarattığı simple’lar bile paylaşmayı çok seviyor. İnsanlarla iletişim kurmak Anfisa’yı rahatlatıyor. Kendini özgürce ifade ederek ürettiği eserler hakkında güzel geri dönüşler aldığında yeni bir şey üretmek için daha çok şevkleniyor. “İnsanlar ne yaptığınızı, nasıl yaptığınızı çok iyi anlıyor ve analiz ediyor. Bu yüzden daha çok kamçılanıyorum ve olabildiğince özgür olmak için çabalıyorum.” Anfisa’nın bu sözleri aslında ne kadar özel bir ruh olduğunun kanıtı. Egolarından sıyrılarak sadece müziği ile var olmaya çalışıyor.
KüçükÇiftlik Park • Sat, Aug 23 (GMT+3)
Ataköy Marina Açık Hava • Sat, Aug 30 (GMT+3)
Zorlu PSM • Fri, Aug 22 (GMT+3)
Life Park • Fri, May 23 (GMT+3)
Kastel • Sat, May 24 (GMT+3)
The Black Cave • Sat, Jun 14 (GMT+3)
The Black Cave • Sat, Jun 07 (GMT+3)